DÜŞLERİNİN PEŞİNDEN

Bütün hayatlarını düşlerinin peşinden koşan insanlara imrenmemek elde değil. Kendi düşlerinde yarattıkları o güzel fikirler sanki bir sanat dalgası, bir film gibi ufak kareler içinde yaratılan o muhteşem manzaralar… Ne güzel bir düştür ki içlerinde parlayan umut ışığı adeta pırıl pırıl yayılıyor bu karelere, koşturuyorlar, zaman geliyor ağırlaşıyor başka düşlerle bağdaş kuruyor ama devam etmekten yorulmuyorsun bu senin düşün sen bu düş için zaman gelecek düşecek zaman gelecek en yükseklere bulutlara çıkacaksın.

Bazen de ne olur bilirsiniz bir düşün olur ama yarım düş olur gerçekleşmesinin zor olduğunu kendin bilirsin olsun sonuçta düş değil mi? o düş işte şimdi benim gözümde yarım düş olmakta ama yaşattığın yarım düş. Gerçekleştirilen düşlere bakınca insan heyecanlanıyor. Gittiğimiz bir konferans olsun izlediğimiz yaşanılan bir film olsun ne fark eder o gördüğün kişi düşünü gerçekleştirmiş ne heyecan verici ama evet bende yapabilirim diyorsun kendi içinde ufak bir fırtına kopartıyorsun yapılabilir tabi ki onlar yaptıysa sen de yapabilirsin düşün değil mi?

Sonra kendime bakıyorum yapabilir miyim diye bir boşluk tarif edilemeyen bir enerji sanki ama boşluktaymış hissiyatı vermekte.. Yine aynı düşünce kesmekte yalnız mıyım kesinlikle böyle hissediyorum. Çünkü o insanlara baktığımda gördüğüm bir birlikteliği etrafımda göremiyorum , hissedemiyorum. Farklılaşmak uğruna yanımdakiler de sahte birliktelikler var. Doğal olarak düşler benle kalmakta diğerleri gibi o gerçekleştirenler gibi olmamakta onlara bakınca küçük egolar büyük umutları görürsün bize baktığımızda ise nasıl kendi işime yarar diye çevirmeyi görürsün ondan dedim işte yarım da olsa düş diye bizimkilerde en azından şimdilik kendimizde o gücü bulana kadar yarımda olsa düş…

Yorum bırakın